Ana içeriğe atla

Hz. Musa'nın Hayatını Konu Alan Romanım Çıktı

Bazı hikâyeler vardır; asırlardır anlatılır, kuşaktan kuşağa aktarılır ama her defasında insana dair yeni bir sır fısıldar kulağımıza. Tarihin tozlu sayfalarında donuk birer heykel gibi duran suretlerin ardında, aslında bizim gibi çarpan bir kalp, bizim gibi tereddüt eden bir zihin ve korkuyla umut arasında gidip gelen bir ruh saklıdır.

Kitapyurdu Yayıncılık (KDY) aracılığıyla okurla buluşan romanım "Musa Peygamber", işte bu saklı kalmış "insan"ı arama çabasının bir ürünüdür.

Bu romanı kaleme alırken, Hz. Musa’yı sadece mucizelerin, büyük felaketlerin veya devasa tarihsel olayların başrolü olarak resmetmek yanında, sarayın ihtişamından çölün ıssızlığına savrulurken hissettiği yalnızlığı, kardeşiyle birlikte devrin en büyük gücüne meydan okurken yaşadığı içsel gerilimi ve omuzlarına binen o tarifsiz yükü, "içeriden" bir bakışla anlatmak istedim.

Bu kitapta, asasını vurduğunda denizleri yaran bir peygamberin heybeti kadar; o asaya dayanarak yürürken yorulan, düşünen, sorgulayan ve seven bir yolcunun ayak izlerini bulacaksınız. Firavun’un kibrini, saray entrikalarını ve bir halkın uyanış sancılarını okurken; aslında mücadelenin sadece dışarıdaki zorbalarla değil, insanın kendi içindeki gölgelerle de yapıldığını hissettirmeyi amaçladım.

Edebi bir kurgunun imkânlarıyla, o kadim zamanların atmosferini, Nil’in kokusunu ve Sina’nın yakıcı sıcağını satır aralarına taşımaya gayret ettim. Amacım öğretmek veya dikte etmek değil; sadece hissettirmek ve o büyük yolculuğa sizleri de şahit tutmak.

Kelimelerin gücüne inanan ve tarihin en büyük anlatılarından birine farklı bir pencereden bakmak isteyen tüm okurları, bu yolculuğa davet ediyorum. Keyifli okumalar dilerim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

G20 İçinde Türk Hukuk Piyasası: Mesleğin Ekonomik Çıkmazı

Her avukat, her hukuk fakültesi öğrencisi ve mesleğe yeni adım atmış her genç, son yıllarda giderek ağırlaşan rekabeti ve daralan ekonomik alanı derinden hissediyor. Büro giderleri, müvekkil bulma zorluğu gibi günlük endişeler, aslında çok daha büyük ve temel bir sorunun günlük hayata olan yansımaları. G20 ülkelerinin hukuk piyasalarını karşılaştırmak için yaptığım araştırma, bu hissiyatı somut verilerle ortaya koyuyor ve Türkiye'deki avukatların içinde bulunduğu durumu çarpıcı bir netlikle tanımlıyor: Türk avukatlığı, " yüksek rekabet, düşük fırsat " olarak özetlenebilecek bir baskı alanında faaliyet gösteriyor. Bu durum, iki temel veriye dayanıyor: Piyasadaki avukat yoğunluğu ve her avukata düşen ekonomik pazarın küçüklüğü. Sorun 1: Popülist Politikalar ve Kontrolsüzce Artan Rekabet Türkiye, avukatlık hizmetleri piyasası doygunluğu açısından G20'nin en rekabetçi ülkelerinden biri. Ülkemizde her bir avukata sadece 461 kişi düşüyor. Bu oran, bizi ABD, Birleşik Kr...

Sabahattin Ali Yaşasaydı Türk Edebiyatı Nereye Evrilirdi?

Edebiyat tarihi genellikle yazılanlar üzerinden okunur; ancak bazen yazılamayanlar , kütüphaneler dolusu kitaptan daha ağır bir gölge bırakır. Sabahattin Ali ’nin 1948’deki trajik ölümü, Türk edebiyatı için yalnızca biyolojik bir kayıp değil, düşünce dünyamızda derin bir inkıta anlamına gelir. O, sadece başarılı öyküler yazan bir edip değil; Türkçenin anlatı imkânlarını " köy gerçekçiliği " ile "şehirli melankoli" arasında kurduğu köprüyle genişleten bir isimdi. Bu yazı, Sabahattin Ali’nin yarım bırakılan hayat çizgisini boş bir varsayım alanı olarak değil; edebiyatımızın kaybettiği sosyolojik ve psikolojik imkânları yeniden düşünmek için bir inceleme zemini olarak ele alıyor. O karanlık sınır aşılabilseydi, Türk edebiyatının akışı hangi yeni yönlere kırılırdı? 1. Dilin Kristalleşmesi: Yalınlıktan Varoluşsal Sancıya Sabahattin Ali’nin edebiyat yolculuğuna bakıldığında, dilinin Kuyucaklı Yusuf ’taki epik anlatıdan Kürk Mantolu Madonna ’daki içsel monologlara doğr...

Hakkında

Bu blog sayfası Şamil Demir'in çeşitli mecralarda yayınlanmış olan yazılarının arşividir. Bu sitenin başka bir amacı yoktur. Şamil Demir 1997 yılında Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinden, 2011 yılında Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk yüksek lisans programından mezun olmuştur. 1998 yılından beri Ankara Barosuna kayıtlı avukattır. 2013 yılından beri Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Siciline kayıtlı arabulucudur. İngilizce bilmektedir. Evli, bir çocuk babasıdır.