Ana içeriğe atla

Türkiye'de Her 20 Ücretli ChatGPT Kullanıcısından 1’i Avukat

Yapay zekâ büyük dil modelleri, dijital çağın vitrin süsü olmaktan çıktı; artık mesleki akıl yürütmenin, hazırlığın, özetleme ve yazma süreçlerinin ve bunu hızlı şekilde yapılmasının tam merkezinde yer alıyor. Bu dönüşümün bayraktarlığını yapan ChatGPT gibi üretken yapay zekâ modelleri, bilgiye erişimden metin üretimine kadar tüm iş akışlarını yeniden tanımlıyor.

Ancak bu dönüşüm herkes için aynı hızda ve derinlikte ilerlemiyor. Özellikle sınırlı ve düşük işlem gücüyle yüzeysel cevaplar veren ve nitelikli sorgularda hemen limitlere tabi olan ücretsiz aboneliklerden ücretli aboneliğe geçiş, küresel ve mesleki düzeylerde dikkat çekici farklılıklar sergiliyor.

1. Küresel Adaptasyon: Hukuk Sektöründeki %79'luk Sıçrama

Üretken yapay zekânın profesyonel kullanımı, artık bir "merak" olma aşamasından çıkıp, "vazgeçilmez bir araç" olma aşamasına hızla geçiyor. Avukatlar ise bu geçişin lokomotifi konumunda.

Clio'nun 2024 Yasal Eğilimler Raporu, hukuk profesyonelleri arasındaki üretken yapay zekâ kullanımının sadece bir yıl içinde %19'dan %79'a fırladığını ortaya koydu. Bu, başka hiçbir profesyonel sektörde görülmeyen bir adaptasyon hızıdır. Avukatlar bu araçları en çok hukuki araştırma, belge özetleme ve ilk taslak oluşturma (dilekçe, e-posta) gibi zaman alıcı görevler için kullanıyor (Thomson Reuters, 2024).

Bu küresel eğilim, avukatların iş yükü doğası gereği yoğun metin yazma, hukuki analiz ve strateji geliştirme ihtiyaçları nedeniyle bu araçlara neden herkesten daha hızlı yöneldiğini net biçimde açıklıyor.

2. Türkiye Projeksiyonu: Ekonomik Eşikler ve Tahminsel Gerçekler

Türkiye'de üretken yapay zekâ kullanımına yönelik spesifik ve doğrulanmış abone verileri bulunmuyor. Ancak pazarın büyüklüğü, teknoloji adaptasyon hızı ve ekonomik dinamikleri göz önüne alarak ücretli kullanıcı sayısı konusunda nitelikli bir projeksiyon yapmak mümkün.

Türkiye'de ücretli kullanım oranının küresel ortalamanın (%3 civarı) altında kaldığını varsaymak için güçlü nedenler var:

 * Döviz bazlı fiyatlandırmanın yarattığı psikolojik ve reel maliyet eşiği.

 * Dijital içeriğe ücret ödeme kültürünün henüz tam olgunlaşmamış olması.

 * Ücretsiz sürümün "yeterli" görülmesi.

Bu faktörlere rağmen, Türkiye'de teknolojiye yatırım yapan profesyonel bir kitle mevcut. Bu kitlenin büyüklüğüne dair sektörel tahminler ve uzman projeksiyonları, Türkiye'deki toplam ücretli ChatGPT (Plus ve üzeri) kullanıcısı sayısının 200.000 ila 350.000 bandında olduğunu işaret ediyor.

3. Hukuk Sektörü Neden Ayrışıyor: Tahminlerin İçindeki Mantık

İşte bu tahmini havuz içinde, avukatlar ve diğer hukuk profesyonelleri yaptıkları işin dilin gücünden yararlanmayı gerektirmesi ve mantık ve muhakemenin baş rolde olması nedeniyle genel tablodan belirgin bir şekilde ayrışmaktadır. Çünkü

> Her dilekçe aslında bir tezdir.

> Her sözleşme bir norm mimarisidir.

> Her duruşma hazırlığı bir strateji kurma sürecidir.

Türkiye’de yaklaşık 200.000 aktif avukat görev yapmaktadır. Uluslararası hukuk teknolojisi eğilimlerine göre (örneğin Clio’nun 2024 raporuna göre üretken yapay zekâ kullanımında %79’a varan oranlar görülmektedir) bu kitle içerisinde ChatGPT gibi araçların etkin biçimde benimsendiğini, dolayısıyla en az %50’sine tekabül eden yaklaşık 100.000 avukatın aktif kullanıcı olduğunu tahmin etmek yerinde olacaktır.

Ancak asıl çarpıcı olan, bu aktif kullanıcılar içindeki ücretli abonelik oranıdır.

Genel nüfusun aksine, bir avukat için yapay zekânın yavaşlaması, sorgu limitleriyle kısıtlanması ve basit modellere yönlendirme yapılması (ücretsiz sürüm sorunları) daha az gelişmiş bir modelle "halüsinasyon" (uydurma) riski alması veya tamamen kesintiye uğramasına katlanılması mümkün değildir. Bu, doğrudan mesleki bir risktir. Zaman baskısı ve hatasızlık gerekliliği, avukatları ücretli sürüme iten en temel motivasyondur.

Bu nedenle, Türkiye'deki avukatlar arasındaki Plus abonelik oranının, Türkiye genel ortalamasının ve dünya ortalamasının belirgin biçimde üzerinde; tahminen %7 ila %10 bandında olduğunu öngörmek tutarlı bir mantıksal çıkarım olacaktır.

4. Sonuç: Çarpıcı Projeksiyon

Bu iki tahmini birleştirdiğimizde, ortaya çarpıcı bir tablo çıkmaktadır:

 * ChatGPT'yi Aktif Kullanan Avukat (Tahmini): ~100.000

 * Ücretli Oranı (Tahmini): %7 – %10

 * Sonuç (Tahmini Ücretli Avukat Sayısı): 7.000 – 12.000

Bu tahmini avukat sayısını, Türkiye'deki toplam ücretli kullanıcı (200.000 – 350.000) projeksiyonuyla karşılaştırdığımızda, şu güçlü sonuca ulaşıyoruz:

> Türkiye’deki toplam ücretli ChatGPT kullanıcılarının tahminen %3 ila %6’sını doğrudan avukatlar oluşturmaktadır.

> Bu, şu anlama gelir:

Sokaktaki her 20 ila 35 ücretli ChatGPT kullanıcısından 1’i avukat.

Bu, yapay zekânın avukatı ortadan kaldırdığı anlamına gelmez.

Bu, yapay zekânın avukatlığı yeniden kalibre ettiği anlamına gelir.

Bugünün sorusu o eski, köhne soru değil:

"Yapay zekâ avukatı gereksiz kılar mı?"

Artık başka bir soru var:

Yapay zekâyı bir co-pilot olarak ustalıkla kullanan avukat karşısında, kim ayakta kalabilir?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

G20 İçinde Türk Hukuk Piyasası: Mesleğin Ekonomik Çıkmazı

Her avukat, her hukuk fakültesi öğrencisi ve mesleğe yeni adım atmış her genç, son yıllarda giderek ağırlaşan rekabeti ve daralan ekonomik alanı derinden hissediyor. Büro giderleri, müvekkil bulma zorluğu gibi günlük endişeler, aslında çok daha büyük ve temel bir sorunun günlük hayata olan yansımaları. G20 ülkelerinin hukuk piyasalarını karşılaştırmak için yaptığım araştırma, bu hissiyatı somut verilerle ortaya koyuyor ve Türkiye'deki avukatların içinde bulunduğu durumu çarpıcı bir netlikle tanımlıyor: Türk avukatlığı, " yüksek rekabet, düşük fırsat " olarak özetlenebilecek bir baskı alanında faaliyet gösteriyor. Bu durum, iki temel veriye dayanıyor: Piyasadaki avukat yoğunluğu ve her avukata düşen ekonomik pazarın küçüklüğü. Sorun 1: Popülist Politikalar ve Kontrolsüzce Artan Rekabet Türkiye, avukatlık hizmetleri piyasası doygunluğu açısından G20'nin en rekabetçi ülkelerinden biri. Ülkemizde her bir avukata sadece 461 kişi düşüyor. Bu oran, bizi ABD, Birleşik Kr...

Sabahattin Ali Yaşasaydı Türk Edebiyatı Nereye Evrilirdi?

Edebiyat tarihi genellikle yazılanlar üzerinden okunur; ancak bazen yazılamayanlar , kütüphaneler dolusu kitaptan daha ağır bir gölge bırakır. Sabahattin Ali ’nin 1948’deki trajik ölümü, Türk edebiyatı için yalnızca biyolojik bir kayıp değil, düşünce dünyamızda derin bir inkıta anlamına gelir. O, sadece başarılı öyküler yazan bir edip değil; Türkçenin anlatı imkânlarını " köy gerçekçiliği " ile "şehirli melankoli" arasında kurduğu köprüyle genişleten bir isimdi. Bu yazı, Sabahattin Ali’nin yarım bırakılan hayat çizgisini boş bir varsayım alanı olarak değil; edebiyatımızın kaybettiği sosyolojik ve psikolojik imkânları yeniden düşünmek için bir inceleme zemini olarak ele alıyor. O karanlık sınır aşılabilseydi, Türk edebiyatının akışı hangi yeni yönlere kırılırdı? 1. Dilin Kristalleşmesi: Yalınlıktan Varoluşsal Sancıya Sabahattin Ali’nin edebiyat yolculuğuna bakıldığında, dilinin Kuyucaklı Yusuf ’taki epik anlatıdan Kürk Mantolu Madonna ’daki içsel monologlara doğr...

Hakkında

Bu blog sayfası Şamil Demir'in çeşitli mecralarda yayınlanmış olan yazılarının arşividir. Bu sitenin başka bir amacı yoktur. Şamil Demir 1997 yılında Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinden, 2011 yılında Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk yüksek lisans programından mezun olmuştur. 1998 yılından beri Ankara Barosuna kayıtlı avukattır. 2013 yılından beri Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Siciline kayıtlı arabulucudur. İngilizce bilmektedir. Evli, bir çocuk babasıdır.