Her avukatın kariyerinde en az bir kez karşılaştığı can sıkıcı an: harcanan onca emeğe, uykusuz gecelere ve kazanılan davaya rağmen bir türlü ödenmeyen vekalet ücreti. Bu durum, basit bir alacak meselesinin çok ötesinde, mesleki emeğin değersizleştirilmesi ve ofislerin finansal sürdürülebilirliğine vurulan bir darbedir. Peki, bu alacağı tahsil etmek için çıktığımız yolda hangi kapıyı çalmalıyız? Yıllar süren davada mı kaybolmalıyız, yoksa modern ve akılcı alternatiflere mi yönelmeliyiz?
Bu yazıda, vekalet ücreti
alacaklarının tahsili için önümüzdeki dört temel yolu, stratejik bir gözle, en temel
kriter olarak hız ve maliyeti belirleyerek masaya yatıracağız:
·
İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC).
Geleneksel Rota: Devlet
Yargısının Ağır Çarkları
Vekalet ücreti alacağı için akla
ilk gelen yol olan devlet yargısı, ne yazık ki çoğu zaman en verimsiz
seçenektir. Süreç, daha ilk adımda "görevli mahkeme" bilmecesiyle
başlar. Müvekkiliniz tüketici mi, tacir mi, yoksa mesleki amaçla hareket eden
kişi mi? Bu soruya verilecek yanlış cevap, size aylar kaybettirecek bir
görevsizlik kararı demektir.
Bu ilk engeli aşsanız bile,
Adalet Bakanlığı istatistiklerinin acı gerçeğiyle yüzleşirsiniz: Bir Asliye
Hukuk davasının ilk derecede sonuçlanması ortalama 400 günü bulurken, istinaf
ve temyiz süreçleriyle birlikte nihai kararın alınması 3 ila 5 yılı bulabilmektedir.
Yüksek enflasyon ortamında, yıllar sonra tahsil edilen bir alacağın reel
değerinin ne kadar eriyeceğini hepimiz biliyoruz. Üstelik bu yavaş yol, borçlu
müvekkile zaman kazanma ve avukatı bezdirerek pazarlık gücü elde etme gibi
stratejik bir avantaj sunar.
Başlangıçta ödenen nispi harçlar,
gider avansları ve davanın kaybedilmesi durumunda karşı vekalet ücreti ödeme
riski gibi finansal yükler de cabası. Belki de en önemlisi, aleni yargılamanın
getirdiği "itibar maliyetidir". Bir avukatın müvekkiliyle ücret için
davalık olması, mesleki imajı zedeleyebilecek, gizliliğin esas olduğu tahkimin
aksine, özellikle küçük yerleşim yerlerinde hassas bir konunun kamuoyuna
yansımasına neden olabilecek bir risktir.
Hızlı ve Ücretsiz Ama Sınırlı:
Tüketici Hakem Heyeti Fırsatı
Devlet yargısının bu ağır
yapısına karşın, Tüketici Hakem Heyetleri (THH), belirli bir parasal sınıra
kadar olan uyuşmazlıklar için adeta bir can simididir. 2025 yılı için 149.000
TL olarak belirlenen sınırın altındaki tüketici uyuşmazlıkları için THH'ye
başvuru hem zorunlu hem de son derece avantajlıdır.
Neden mi? Çünkü başvuru tamamen ücretsizdir
ve süreç, en fazla 6 ila 9 ay gibi öngörülebilir bir sürede tamamlanır. THH
kararları, ilam niteliğinde olup doğrudan icra edilebilir. Ancak bu yolun da
bir riski var: Tarafların 15 gün içinde Tüketici Mahkemesi'ne itiraz hakkı
bulunur. Eğer bu itiraz sürecinde haksız bulunursanız, başlangıçta ücretsiz
olan bu yol, karşı taraf vekalet ücreti ödemek zorunda kalacağınız maliyetli
bir sürece dönüşebilir.
Modern ve Stratejik Çözüm: Kurumsal
Tahkimin Gücü
Gelelim en stratejik ve modern
yola: Kurumsal Tahkim. Tahkimin kapısını açan tek bir anahtar vardır: Avukatlık
sözleşmenize en başta ekleyeceğiniz geçerli bir tahkim şartı. Bu etkili
adımı attığınızda, gelecekteki bir uyuşmazlığı devlet yargısının yavaşlığından
ve aleniyetinden kurtarıp, tahkimin hızlı, gizli ve uzmanlık odaklı alanına
taşımış olursunuz.
Tahkimin avantajları nettir:
- Hız: İstinaf ve temyiz gibi yıllar süren
kanun yolları yoktur. Hakem kararına karşı yalnızca sınırlı usuli
sebeplerle iptal davası açılabilir, bu da uyuşmazlığın aylar içinde nihai
bir karara bağlanmasını sağlar.
- Gizlilik: Yargılama kamuya kapalıdır. Bu,
avukatın mesleki itibarını koruyan paha biçilmez bir avantajdır.
- Uzmanlık: Uyuşmazlığı çözecek hakemi
taraflar seçebilir. Bu, konunun dinamiklerine hakim, meslekten gelen bir
uzmanın karar vermesi anlamına gelir.
- Nihailik: Hakem kararları kesindir ve
doğrudan icra edilebilir.
Türkiye'de bu alanda iki kurum
öne çıkıyor: İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC) ve Türkiye Barolar
Birliği (TBB) Tahkim Merkezi. ISTAC, özellikle "Seri Tahkim"
usulü ile uyuşmazlıkları ortalama 3 ay gibi rekor bir sürede çözme
iddiasıyla öne çıkıyor. TBB Tahkim Merkezi ise 6 aylık hedef
süresi ve mesleki yapısıyla güçlü bir alternatif sunuyor. Maliyetler ise
uyuşmazlık miktarına göre değişkenlik gösteriyor; düşük meblağlarda ISTAC daha
avantajlı olabilirken, miktar arttıkça TBB'nin sabit ücretleri daha rekabetçi
hale gelebiliyor.
Sonuç: En İyi Yol Sıralaması
ve Stratejik Tavsiye
Tüm bu veriler ışığında, bir
avukat için vekalet ücreti alacağını tahsilde en akılcı yol haritası şu şekilde
sıralanabilir:
- Birinci Tercih (Koşullu En İyi): ISTAC Seri
Tahkim. Sözleşmenizde tahkim şartı varsa, 3 aylık çözüm süresi,
gizlilik ve uzmanlık avantajlarıyla rakipsizdir.
- İkinci Tercih (Genel Tahkim Yolu): TBB Tahkim /
ISTAC Normal Usul. 6-9 aylık çözüm süreleriyle devlet yargısına göre
çok daha hızlı ve uzmanlık avantajlarıyla stratejik bir alternatiftir.
- Üçüncü Tercih (Parasal Sınıra Tabi En İyi):
Tüketici Hakem Heyeti. 149.000 TL altındaki tüketici alacakları için
ücretsiz ve hızlı olmasıyla en pratik yoldur. Ancak hakem
heyetlerinin ilgilendiği uyuşmazlık çeşitliliği ve her hakem heyetinin iş
yoğunluğunun farklı olabileceği hesaba katıldığında uzmanlık hassasiyeti
ve karar kalitesinde bir standart beklemek zordur.
- Son Tercih (Kaçınılması Gereken): Genel
Mahkemeler. Yıllar süren süreçler, yüksek maliyetler ve itibar kaybı
riski nedeniyle, ancak diğer yolların kapalı olduğu durumlarda
başvurulacak bir "son çare" olmalıdır.
Meslektaşlara Stratejik
Tavsiye: Uyuşmazlık kapıyı çaldıktan sonra değil, daha müvekkille avukatlık
ücret sözleşmesini müzakere ederken proaktif olun. Tüm avukatlık
sözleşmelerinize, uyuşmazlığın niteliğine göre ISTAC veya TBB'yi yetkili kılan
bir tahkim şartı ekleyin. Kendi hakkımızı koruma konusunda,
müvekkillerimizin haklarını savunurken gösterdiğimiz stratejik aklı kullanmak,
sadece bir finansal gereklilik değil, mesleğimizin saygınlığını korumak için de
bir zorunluluktur.

Yorumlar