Ana içeriğe atla

Kayıtlar

AYM Kararı Işığında Varlık Fonu: Hukuk Devletinde "Öngörülebilirlik" İhtiyacı

Anayasa Mahkemesi'nin Türkiye Varlık Fonu (TVF) iptal kararı analizi. Hukuk devleti, Sayıştay denetimi ve belirlilik ilkesi ışığında 2025/133 sayılı kararın hukuki değerlendirmesi. Modern devlet yönetiminde ekonomik dinamizm ile hukuk güvenliği arasındaki dengeyi sağlamak, idare hukukunun en çetrefilli alanlarından biridir. Özellikle Türkiye Varlık Fonu (TVF) gibi stratejik kurumların, piyasa şartlarında hızlı hareket edebilmesi adına esnek bir yapıya kavuşturulması anlaşılabilir bir idari tercihtir. Ancak bu esneklik arayışının anayasal ilkelerle ne ölçüde uyumlu olduğu hususu, hukukçuların ve yargı organlarının titizlikle incelemesi gereken bir alandır. Anayasa Mahkemesi ’nin 5 Aralık 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 17/6/2025 tarihli, E.2022/91, K.2025/133 sayılı kararı , bu denge arayışında önemli bir hukuki rehber niteliğindedir. Yüksek Mahkeme, TVF ve iştiraklerine tanınan bazı geniş kapsamlı muafiyetleri, hukuk devleti ilkesi ve denetim mekanizmaları açısından değerl...
En son yayınlar

AYM’nin 3095 Sayılı Kanun Kararı ve Sessiz Servet Transferinin Sonu

3095 sayılı Kanun’un 1. maddesinin, sözleşmeden doğmayan borçlar yönünden iptali, hukuk dünyamızda yalnızca teknik bir "faiz oranı" tartışması değildir. Bu karar, yüksek enflasyon koşullarında alacaklının sessizce yoksullaştırılmasına ve mülkiyet hakkının içinin boşaltılmasına "dur" diyen tarihi bir dönemeçtir. Türkiye’de uzun yıllardır "yasal faiz oranı" dediğimiz kavram, hukukun kendi iç mantığıyla değil, ekonominin çıplak gerçekleriyle imtihan ediliyor. Kâğıt üzerinde yüzde 9 veya yüzde 24 diye yazan oranların; yıllık yüzde 60’lara, yüzde 80’lere ulaşan enflasyon karşısında neyi koruduğu, kimi koruduğu ve kimi "görünmez biçimde" zarara uğrattığı sorusu, artık bir adalet krizine dönüşmüş durumdadır. Anayasa Mahkemesi’nin 22.07.2025 tarihli ve E. 2024/24, K. 2025/164 sayılı kararı işte bu krizin tespiti niteliğindedir. Mahkeme, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 1. maddesini sözleşmeden kaynaklanmayan borç ilişkileri...

Musa Peygamber'in Hayatını Romanlaştırmak

Bir okur ve bir inanan olarak zihnimde ve kalbimde uzun süredir dönüp duran, beni rahatsız eden bir boşluk vardı. Ne zaman Hz. Musa’nın o muazzam, o epik ve ibret dolu hayatını okumak istesem, kendimi iki uçurumun arasında buluyordum. Bir yanda; fazlasıyla akademik, kuru, olayların ruhunu ve psikolojik derinliğini ıskalayan, sadece kronolojik bilgi veren didaktik eserler... Diğer yanda ise; Batı menşeli, Hollywood soslu, görselliği güçlü ama hakikati tahrif eden, peygamberlik vakarını zedeleyen, bizim inanç dünyamıza ve kaynaklarımıza tamamen yabancı kurgular... Kendi kendime şu soruyu sordum: "Neden bizim edebiyatımızda, İslami perspektiften yazılmış, Kur’an ve Sünnet çizgisine sadık ama aynı zamanda edebi lezzeti yüksek, sürükleyici, derli toplu bir Musa Peygamber romanı yok?" İşte bu rahatsızlık, beni sadece bir okur olmaktan çıkarıp, bu ağır yükün altına girmeye, yani yazmaya itti. Katı Kaynak Hiyerarşisi Bu romana başlarken üzerimde hissettiğim sorumluluk, kendime katı b...

Suret ve Hakikat: Hz. İsa'nın "Beyazlaşan" Çehresi

Zihninizde "Hz. İsa" dendiğinde beliren imgeyi bir yoklayın. Muhtemelen gözünüzün önüne; omuzlarına dökülen kumral dalgalı saçları, hüzünlü ama berrak mavi gözleri, süt beyazı teni ve ince hatlarıyla, adeta bir Rönesans tablosundan fırlamış o "tanıdık" sima geliyor. Peki, bu imgenin tarihsel bir hakikatten ziyade, yüzyıllara yayılan kültürel bir inşa ve Batı'nın kendi narsisistik aynasındaki bir yansıma olduğunu söylesem? Tarihsel veriler ile sanatsal tahayyül arasındaki makas, belki de hiçbir figürde Hz. İsa'da olduğu kadar açılmamıştır. Celileli bir beşerin, nasıl olup da Avrupalı bir ikona dönüştüğünün izini sürmek, sadece bir sanat tarihi okuması değil, aynı zamanda hakikatin nasıl eğilip büküldüğüne dair bir ibret vesikasıdır. Coğrafyanın Söylediği: Beşer Olarak İsa Tarihin tozlu sayfalarını aralayıp miladi birinci yüzyılın Kudüs ve Celile sokaklarına indiğimizde, karşımıza çıkan manzara kilise duvarlarındaki o steril fresklerden çok başkadır. İsa, bir ...