Yapay zekâ tarafından üretilen hukuki analizler ve dilekçeler, arama motorlarını ve veri tabanlarını doldururken, "Model Çöküşü" olarak bilinen bir riskle karşı karşıya olunabilir. Bu döngü hukukçuları entelektüel bir kısırlığa ve mesleki tembelliğe sürükleyebilir.
Hukuk uygulaması, yapay zekanın
(YZ) sunduğu verimlilik artışını hızla benimsedi. Artık dilekçe taslakları
hazırlamak, emsal kararları özetletmek veya karmaşık mevzuatı analiz ettirmek
için büyük dil modellerine başvurmak gün geçtikçe sıradanlaşan bir eylem haline
geldi. Bu teknolojik kolaylık, mesleki zamanı daha verimli kullanmaya olanak
tanıyor gibi görünse de, madalyonun diğer yüzü, hukuk bilgi ekosistemimiz için önemli
bir tehdit barındırıyor olabilir.
Tehlikenin adı: Otoreferansiyel Kısır Döngü
Mekanizma basittir:
- Hukukçular ve içerik üreticileri, YZ kullanarak
hukuki makaleler, analizler ve içtihat özetleri üretir.
- Bu sentetik içerikler, hukuki haber sitelerinde,
bloglarda ve akademik platformlarda hızla yayılır.
- Google gibi arama motorları ve hatta hukuk veri
tabanları, bu yeni üretilmiş, akıcı ve "ikna edici" metinleri
tarayarak dizinlerine ekler.
- Bir sonraki nesil YZ modelleri eğitilirken,
internetten çektikleri bu "yeni" hukuki veriler, artık büyük
oranda önceki YZ modellerinin ürettiği sentetik metinlerden oluşur.
İşte bu noktada, "Model
Çöküşü" olarak bilinen olguyla karşı karşıya kalınabilir.
Fotokopinin Fotokopisi: Hukuki Nüansın Kaybı
Bu durum, bir fotokopinin sürekli
olarak tekrar fotokopisini çekmeye benzer. İlk birkaç kopya orijinaline benzese
de, her yeni kopyada detaylar kaybolur, parazitler artar ve görüntü
bulanıklaşır. YZ modelleri, eğitim verilerindeki istatistiksel olasılıklara
göre çalışır. İnsan verisi, çok geniş bir yelpazede "uç" örnekler,
beklenmedik yaratıcılıklar, tuhaflıklar ve derin uzmanlık bilgileri içerir.
Ancak YZ tarafından üretilen
içerik, bu verilerin "ortalamasını" veya "en olası"
versiyonunu yansıtma eğilimindedir. İnternet, YZ'nin ürettiği bu
"ortalama" içerikle dolduğunda, yeni modeller bu ortalama veriden
eğitilir.
Hukuk, "ortalama" bir
disiplin değildir. Hukuk, istisnalarda, detaylarda, emsal teşkil eden
"uç" vakalarda ve aykırı görüşlerde yaşar. Eğer YZ modelleri, eğitim
verilerinin çoğunluğu sentetik hale geldiği için bu istisnai emsalleri veya özellikli
az eden doktrinel tartışmaları "istatistiksel bir anomali" olarak
görmeye başlarsa, ne olur?
Cevap: Doktrinel tek tipleşme
başlar. Hukuk, sürekli aynı gerekçelerle oluşmuş görüşleri, aynı kalıpları ve
aynı "en güvenli" yorumları tekrarlayan dev bir koroya dönüşür.
Doktrinel Kısırlık ve Hukukçunun Bilişsel Yük Devri
Bu döngünün iki temel sonucu
vardır:
1. Bilgi Üretiminin Durması ve
Referansların Kirlenmesi:
Yapay zekâ, doğası gereği, mevcut
verilerin bir sentezini yapar. Eğer beslendiği veri havuzu, kendi ürettiği
önceki sentezlerden ibaretse, yeni ve özgün bir hukuki yorum veya teori nasıl
gelişebilir?
Daha da önemlisi, YZ'nin ürettiği
ve belki de hatalı veya bağlamından kopuk bir hukuki analizi, başka bir YZ'nin
kaynak göstererek doğrulamasıdır. Bu durumda, bilginin kökenini, yani birincil
kaynağı bulmak imkânsız hale gelir. "Dijital bir karanlık çağ"
başlar; burada hangi bilginin orijinal insan zekasının ürünü, hangisinin bir
makine tekrarı olduğunu ayırt edemeyiz.
2. Hukukçunun Entelektüel
Atâleti:
YZ'nin sunduğu akıcı ve
"yeterince iyi" cevaplar, hukukçuların derinlemesine araştırma yapma,
metni bizzat yorumlama ve eleştirel düşünme motivasyonunu önemi ölçüde azaltabilir.
Bir kanunu veya içtihadı okumak yerine onun özetini okumakla yetindiğimizde,
"hukuki sezgi" olarak adlandırdığımız beceri zayıflar. Analiz etme,
sentezleme ve en önemlisi yorumlama kabiliyetimiz körelir. Bu, mesleki
becerilerin YZ'ye devredilmesi, yani "bilişsel yük devri” demektir. YZ'yi muhakememiz
yerine "ikame" ettiğimizde, asıl üreticiler olmaktan çıkıp, YZ'nin
ürettiği bilginin pasif tüketicileri haline gelme riskiyle karşı karşıya
kalırız.
Çözüm: Güçlendirici Olarak YZ, Otorite Olarak Hukukçu
Bu karamsar tablo, teknolojiyi
reddetmemiz gerektiği anlamına gelmiyor. Bu durum adına endişelenmesi
gerekenler sadece biz değiliz. Aksine, arama motorları ve YZ laboratuvarları bu
"Model Çöküşü" riskinin farkındadır. Örneğin Google'ın E-E-A-T
(Deneyim, Uzmanlık, Yetkinlik, Güvenilirlik) ilkeleri, tam da YZ'nin kolayca
taklit edemeyeceği insani unsurları ödüllendirmek için tasarlanmıştır.
Hukuki bilgi ve veri özelinde ifade
etmek gerekirse bu, "duruşma tecrübesi", "belirli bir alandaki
derin uzmanlık" ve "özgün hukuki mütalaa" gibi YZ'nin
üretemeyeceği değerlerin, arama motorları tarafından öne çıkarılmaya değer
içerik belirlenirken prim yapacağı anlamına gelir.
Bu döngüyü kırmak biz
hukukçuların elindedir. YZ'yi son kullanıcı olarak bir ürün değil, bir ham
madde sağlayıcı, bir "araştırma asistanı" olarak kullanabiliriz.
Hukukçunun rolü değişiyor. Artık mesele sadece bilgiyi bulmak değil; o bilgiyi doğrulamak, yorumlamak, sentetik gürültüden ayıklamak ve en önemlisi, o bilginin üzerine özgün, insan ürünü bir hukuki düşünce inşa etmektir. Eğer biz özgün analizler, derinlemesine makaleler ve yaratıcı savunmalar üretmeyi bırakırsak, yani hukuk ekosistemini sistemi doğrulanmış veri ve bilgi ile beslemezsek, tüm hukuki bilgi sistemi -arama motorları temizlemeye karar vermedikçe- bu bilgi kirliliğiyle baş başa kalacaktır.

Yorumlar